Göğüs ağrısı yaşayanlar aman dikkat: Akciğer kanseri olabilir!
Göğüs ağrısı, pek çok kişinin zaman zaman yaşadığı bir şikayet olarak belirtiliyor. Göğüs ağrısı, bazen de akciğer kanserinin bir belirtisi olabilir. İşte konu ile ilgili detaylar...
Göğüs ağrısı, pek çok kişinin zaman zaman yaşadığı bir şikayettir. Göğüs ağrısının nedenleri arasında, kas ağrısı, reflü, stres, anksiyete, kabızlık, göğüs duvarı iltihabı, kalp krizi, angina pektoris gibi durumlar sayılabilir. Ancak göğüs ağrısı, bazen de akciğer kanserinin bir belirtisi olabilir.
Akciğer kanseri, dünyada ve ülkemizde en sık görülen ve en çok ölüme neden olan kanser türüdür. Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigara içmektir. Sigara içenlerde, içmeyenlere göre akciğer kanseri gelişme riski 10-20 kat daha fazladır. Sigara içmeyenlerde ise, pasif sigara içimi, hava kirliliği, asbest, radyasyon, genetik yatkınlık gibi faktörler akciğer kanserine yol açabilir.
Akciğer kanseri, erken evrede yakalandığında tedavi şansı yüksektir. Ancak çoğu zaman belirtiler geç ortaya çıktığı için, hastaların büyük bir kısmı ileri evrede tanı konur. Bu nedenle, akciğer kanserinin belirtilerini bilmek ve şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurmak hayati önem taşır.
Akciğer Kanserinin Belirtileri Nelerdir?
Akciğer kanseri, inatçı öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı, ateş, ses kısıklığı, yüzde ve boyunda şişlik, omuz, kol, sırt ve ağrısı, yutma güçlüğü, balgamda kan görülmesi gibi çeşitli belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden herhangi biri varsa, mutlaka bir göğüs hastalıkları uzmanına görünmek gerekir.
Göğüs ağrısı, akciğer kanserinin en sık görülen belirtilerinden biridir. Göğüs ağrısı, akciğer kanserinin türüne, büyüklüğüne, yayılımına ve yerine göre değişiklik gösterebilir. Genellikle, akciğerin dış yüzeyinde bulunan zarın (plevra) tutulması sonucu oluşur. Plevra, akciğerin hareketini sağlayan ve ağrı reseptörleri içeren ince bir zardır. Akciğer kanseri, plevraya baskı yaptığında veya plevra içine sıvı biriktiğinde (plevral efüzyon) göğüs ağrısı meydana gelir. Göğüs ağrısı, genellikle sürekli, batıcı, keskin veya sıkıştırıcı nitelikte olabilir. Nefes alıp verme, öksürme, hareket etme gibi durumlarla artabilir. Göğüs ağrısı, bazen de sırta, omuza, kola veya boyuna yayılabilir.
Göğüs ağrısı, akciğer kanserinin yanı sıra, kalp hastalıkları, göğüs duvarı hastalıkları, akciğer enfeksiyonları, akciğer embolisi, mide-bağırsak hastalıkları gibi pek çok durumun da belirtisi olabilir. Bu nedenle, göğüs ağrısının nedenini belirlemek için, doktorunuz size fizik muayene, akciğer grafisi, tomografi, bronkoskopi, biyopsi, kan testleri gibi tetkikler isteyebilir.
Akciğer Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?
Akciğer kanserinin tedavisi, kanserin türüne, evresine, hastanın genel durumuna, yaşına, eşlik eden hastalıklarına göre belirlenir. Akciğer kanserinin tedavisinde, cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, hedefe yönelik tedavi, immünoterapi gibi yöntemler kullanılabilir.
Cerrahi, akciğer kanserinin tedavisinde en etkili yöntemdir. Erken evrede yakalanan akciğer kanserlerinde, kanserli akciğer dokusu ve çevre lenf bezleri çıkarılır. Cerrahi sonrası, hastanın durumuna göre kemoterapi veya radyoterapi verilebilir.
Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini durdurmak için ilaç kullanılmasıdır. Kemoterapi, cerrahi öncesi veya sonrası, ileri evre hastalarda veya diğer tedavilere yanıt vermeyen hastalarda uygulanabilir. Kemoterapi, ağızdan veya damardan verilebilir. Kemoterapi, bazı yan etkilere neden olabilir, ancak bunlar genellikle geçicidir ve tedavi ile kontrol altına alınabilir.
Radyoterapi, kanser hücrelerini öldürmek veya büyümesini durdurmak için yüksek enerjili ışınlar kullanılmasıdır. Radyoterapi, cerrahi öncesi veya sonrası, ileri evre hastalarda, cerrahi yapılamayan hastalarda veya belirli bölgelerdeki şikayetleri azaltmak için uygulanabilir. Radyoterapi, ciltte kızarıklık, yorgunluk, iştahsızlık, bulantı, kusma, öksürük, nefes darlığı gibi yan etkilere neden olabilir, ancak bunlar genellikle geçicidir ve tedavi ile kontrol altına alınabilir.
Hedefe yönelik tedavi, kanser hücrelerinin özel özelliklerini hedef alan ilaçlar kullanılmasıdır. Hedefe yönelik tedavi, genellikle küçük hücreli dışı akciğer kanserinde, kanser hücrelerinde belirli genetik değişiklikler olan hastalarda uygulanır. Hedefe yönelik tedavi, kemoterapiye göre daha az yan etkiye sahiptir, ancak bazı cilt reaksiyonları, ishal, karaciğer fonksiyon bozukluğu, kanama gibi yan etkiler görülebilir.
İmmünoterapi, vücudun bağışıklık sistemini güçlendirerek kanser hücrelerini tanımasını ve yok etmesini sağlayan ilaçlar kullanılmasıdır. İmmünoterapi, genellikle ileri evre küçük hücreli dışı akciğer kanserinde, kemoterapiye yanıt vermeyen veya tekrarlayan hastalarda uygulanır. İmmünoterapi, alerjik reaksiyonlar, ateş, titreme, kaşıntı, döküntü, nefes darlığı, karaciğer, böbrek, tiroid gibi organlarda iltihaplanma gibi yan etkilere neden olabilir.
Akciğer kanseri, erken evrede yakalandığında tedavi şansı yüksektir. Bu nedenle, akciğer kanserinin belirtilerini bilmek ve şüpheli durumlarda vakit kaybetmeden doktora başvurmak hayati önem taşır. Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigara olduğu için, sigarayı bırakmak veya hiç başlamamak, akciğer kanserinden korunmanın en etkili yoludur.